TSK ANKESÖR MAĞDURLARI 

TSK ankesör mağdurları, FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü içindeki mahrem kişilerin kendilerini gizlemek amacıyla TSK bünyesinde bulunan subay, astsubay veya askeri öğrencileri ankesörlü telefonlardan ardışık olarak araması sonucu hakkında ceza davası açılan kişilerdir.

TSK ankesör mağdurları, Yargıtay tarafından belirlenen ardışık arama kriterlerini inceleyerek bu kriterlerin somut dosyada bulunup bulunmadığını incelemeli, dosyada bulunan delilleri tek tek açıklığa kavuşturmalı ve davalarda etkin bir savunma yapmalıdır.

TSK ANKESÖR MAĞDURİYETİ NEDİR?

TSK ankesör mağduriyeti, TSK bünyesinde bulunan subay, astsubay veya askeri öğrencilerin periyodik ardışık arama incelemesine takılarak haklarında ceza davası açılmasıdır. 

TSK ankesör mağduriyeti, FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü içerisinde bulunmayan ve bu çerçevede örgütle aralarında organik bir bağlantılı bulunmayan kişilerin ankesörlü telefon ardışık arama yöntemi ile aranması sonucu oluşmaktadır. Kişinin örgüt içinde yer almamasına rağmen bu aramalara takılmasının sebebi ise genellikle örgüt içinde mahrem imam olarak adlandırılan kişilerin kendi izlerini kaybettirmek amacıyla farklı aramalar da yapmış olmasıdır.

Yargtay kararlarında da görüldüğü üzere bu tür aramalar genellikle mesai saatleri dışında yapılır. Ayrıca örgüt içinde bulunan ve sözde sorumlu şahısların askeri personel ya da personelleri aradıktan sonra tedbir amaçlı ilgisiz ve alakasız kişileri de ankesörle aradığı görülmektedir. Zira buradaki amaç bütün çerçevede ve iletişim ağı içinde asıl hedeflerin kaybolmasını sağlamaktır.

ANKESÖRLÜ TELEFON ARDIŞIK ARAMA NEDİR?

Ankesörlü telefon ardışık arama, FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü'nün Askeri Yapılanma içinde kullanmış olduğu bir iletişim yöntemidir. Bu iletişim yöntemi, farklı ankesörlü sabit telefon hatlarıyla haberleşme sağlamak üzerine kuruludur. Ankesörlü telefon ardışık aramaları, uygulamada görüldüğü üzere genellikle kısa süreli, sadece çağrı şeklinde, sıfır saniyeli olmak üzere ya da tek taraflı aramalar olarak da bilinir.

Örgütün neden ankesörlü telefon ile haberleşme sağladığı ise tyine Yargıtay kararlarında belirtilmiştir. İlgili kararlara göre örgüt içinde asıl haberleşme aracı olarak randevulaşmanın kullanıldığı, ancak örgütün iç yapısının ve kişilerin deşifre olmamak amacıyla bu yöntemi kullandığı ve bir kod adı aldığı tespit edilmiştir. Ankesörlü telefon ardışık arama sistemi, kamuya açık halde bulunan ve tüm halkın belirli bir ücret karşılığı kullanabileceği sabit hatlar veya Türk Telekoma ait ankesörler aracılığıla kullanılır. Bu ankesörler bağımsız marketlerde, büfelerde, kırtasiyelerde, iddia bayiilerde veya lokantalarda bulunabilir.

ANKESÖRLÜ TELEFON ARDIŞIK ARAMA KRİTERLERİ

Ankesörlü telefon ardışık arama kriterleri şunlardır:

  • Aramaların çoğunlukla tek taraflı yani karşılık verilmeden yapılmış olması,

  • Aramaların çok kısa süreli ya da sadece çağrı bırakma şeklinde olması, 

  • Kişinin araştırılan HTS kayıtlarında "0" saniyeli çağrıların yer aldığının görülmesi,

  • Genelde aramaları sadece sözde sorumlu şahsın yapmasına karşın istisna olarak askeri şahsın da arama yapması, 

  • Ankesörden aranan ve ardışık aramaya takılan askeri personelin, kendisini arayan kişi ya da kişilerce genellikle aynı rütbede olmaları.

Yukarıda yer alan hususlar TSK ankesör mağdurlarının ardışık aramalara takılmasını sağlayan temel unsurlardır. Bunların dışında ankesörlü aramalara ilişkin pek çok kriter bulunmaktadır.

Ankesörlü telefon ardışık aramalarının tüm ayrıntılarıyla incelendiği yazımız için tıklayabilirsiniz: “ankesörlü telefon ardışık arama

TSK ANKESÖR MAĞDURLARINI MAĞDURİYETE UĞRATAN SEBEPLER

TSK ankesör mağdurlarını mağduriyete uğratan sebepler şunlardır:

  • FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü içerisinde bulunmayan ve örgüt faaliyetlerine katılmayan kişilerin, sözde sorumluların kendi izlerini kaybettirmek amacıyla ankesörlü telefonlar aracılığıyla sabit hatlardan aranması,

  • Dava dosyasında ardışık aranan şahsa özel olarak kişiselleştirilmiş olan emniyet tarafından hazırlanmış ayrıntılı analiz raporunun hazırlanmaması veya hazırlanmasına rağmen dosyaya konulmaması,

  • Bilişim Teknolojileri Kurumundan'dan alınan baz kayıtları ve bu kayıtların içinde yer alan HTS kayıtlarının "0" saniyeli yani sadece çağrıdan ibaret aramalarda bulunan kişilerin incelenmemesi,

  • Şüpheli/sanığın görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak sabit hat ve ankesörlü telefon kullandığına ilişkin analiz raporunun da istenmemesi,

  • Şüpheli/sanıkla ilgili sabit hat veya ardışık aramaya ilişkin varsa itirafçı beyanlarının dosyaya getirtilmemesi, gerektiği takdirde tanık sıfatıyla dinlenilmemesi,

  • Ardışık aramalar kapsamında diğer şahıslar hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılmaması veya varsa ifade örneklerinin dosyaya ibraz edilmemesi,

  • Toplanan deliller sonucu her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmemesidir.

TSK ANKESÖR MAĞDURLARI NE YAPMALI?

TSK ankesör mağdurları öncelikle dosyada yer alan her bir delilin tek tek ele alınarak somut durumda FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü içerisinde bulunulmadığı ve örgüt faaliyetlerine katılım sağlanmadığını ispat etmesi gerekir.

Bunun için özellikle varsa tanık beyanları incelenmeli, sonrasında ardışık aramalara konu olan kişilerin terör örgütü ile bağları araştırılmalı, bu yapılan aramaların ne zaman ve kim tarafından yapıldığı tespit edilmeli, kullanılan hatların kimin üzerine ve kim tarafından kullanıldığı tespit edilmelidir. Özellikle ardışık arama tarihlerinde nerede olunduğu, ardışık aranan kişilerin kimler olduğu da araştırılacak bir başka husustur. 

Tüm bu hususlar açısından FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü içerisinde bulunan mahrem kişilerin, sırf kendi izlerini kaybettirmek amacıyla pek çok kişiyi bu yolla aradığı ve TSK ankesör mağdurlarının oluşmasına sebebiyet verdiği görülmektedir.

Bu anlamda hukukun gereklerinin yerine getirilmesi açısından terör örgütü mensubu olan ve olmayan kişilerin ayırt edilmesi için mümkün olan her türlü delil titizlikle incelenmelidir.

SONUÇ

TSK ankesör mağdurlarının oluşmasına sebebiyet veren mahrem kişilerin tespiti mümkün olmasa da en azından TSK ankesör mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi ve terör örgütü mensubu olmayan kişilerin kendilerini hukuki olarak savunmaları gerekmektedir. Bu noktada alanında uzman bir ceza hukuku avukatına danışılmasında fayda vardır.